İnsan Nedir? Kendinizi Keşfetmek İster misiniz?

802 0

İnsan Nedir? Kendinizi Keşfetmek İster misiniz? Çok önemli bir soru. Cevabın peşine düşmek bile insana muhteşem bilinç ve farkındalık kazandıracaktır. Özellikle insan inanç dünyası ile zenginleştiğinde neler kazanır? İnanç fakiri olursa insan neler kaybeder? Ne gibi sıkıntılar ile karşı karşıya gelir? Detaylar yazımızda ve yazımız sizlerle…

İnsan öncelikle kendinin farkında olmalı, kendini bilmeli, kendini keşfetmeli, kendini anlamalı, kendini doğru hissetmelidir. İnsan, insan olma özelliğinin, güzelliğinin farkında olmalı ki; bu düşünce ve duygunun kazandıracağı haz ve enerji ile hayatı doğru anlamlandırabilsin, güzel yönetebilsin, sağlıklı sürdürebilsin.

İnsan; özellikle rehberlik, danışmanlık anlamında sıkıntı içerisine girdiğinde; insanların problemlerine çözüm bulmaya çalışan psikoloji, psikiyatri meslek uzmanlarının, problemlerin çıkış noktası olarak önemli durumlardan bir tanesinin insanın yaratılış amacın uygun yaşamaması, fıtratına aykırı davranmasının neden olduğu gerçeğinin farkında olması önemlidir. Bir anlamda inançsızlık ve inanç gereklerini yerine getirmemenin neden olabileceği sıkıntıları araştırmadan, anlamadan, bilmeden ama belki iyi niyetlerle kendisine yardım edilmeye çalışılan varlık haline gelmiştir insan.

İnsan; modern dünyanın kalabalıklar içinde yalnızlaştırdığı, hatta kendisine, çevresine yabancılaşma ile karşı karşıya bıraktığı, kişiliklerin psikolojik durumları araştırılırken, birçok başka etkenlerle birlikte inancına da yer verilmesi ve inanç dünyası hakkında araştırmalar yapılması daha iyi olmada başarı için kaçınılmaz bir olgu iken, özellikle ABD ve Avrupa da bu alanda hem kendi insanları hem de bütün dünya insanları üzerinde yoğun araştırmalar çalışmalar yapılırken, İslam âleminde ki insan üzerine çalışan araştırmacıların karşı karşıya oldukları tehlikelerin kapsamını hala tam olarak fark etmemeleri sebebiyle her geçen gün artan dertlerine tam olarak çözüm üretilemeyen varlık haline gelmiştir insan.

İnsanın mutluluğu; psikolog ve psikiyatrlar ile modern psikoloji ve psikiyatrinin ortaya çıkmasından önce de inanç alanında çalışanlar, insanın huzuru ve mutluluğuyla ilgilendiğini, günümüzdeki kullanılan birçok yöntemin dinlerden alınarak geliştirildiğini itiraf edemeseler de, inancın insan ruhu için önemini kabul ederken, özellikle inancın insana zorluklara karşı direnme gücü veren, teselli eden, hayata anlam ve değer katan tarafları ruh sağlığının korunmasına yönelik çalışmalarda asla göz ardı edilemeyecek faktörler içermektedir.

İnsanın ruhsal-bedensel sağlığı; yaşam içerisinde ruhsal ve bedensel açılardan yaşanan problemlerle başa çıkma sürecinde, insanın inanç dünyasından nasıl destekler alınabileceğinin incelenmesi ve araştırılması insanlık için büyük faydalar kazandıracak iken, farklı sebep ve bakış açıları bu faydalardan mahrum bırakılarak ilaçlara mahkûm edilen bir varlıktır insan.

İnsan ve inanç birbirinden ayrılamaz; elektrikle çalışan bir cihaz gibi insan, inanç esaslarıyla birbirlerinden ayrıldıklarında kişiliğini, kimliğini, işlevselliğini kaybeder, günlük yaşam sistemi darmadağın hale gelir, dolayısıyla insan, yaratılış amaçlarını yerine getirmekte yetersiz bir duruma düşer.

İnsanın duygusal boyutu; insan mükemmel duygu ve yeteneklerle yaratılmış iken, inanç olmadığı takdirde çok değerli ve büyük bu potansiyelini ortaya çıkaramaz, ruh inanç enerjisi ile güçlü olmadığında hislerinde zayıflama gerçekleşir. Kendini duygusal olarak güçlü ve huzurlu hissetmezse insan, yaşadığı güzelliklerde huzuru yaşayamaz, büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığında ise kaldırmakta, başa çıkmakta zorlanır.

İnsan dünyanın efendisi; bütün dünya insanın hizmetine sunulmuşken, kendisi efendiliği bırakıp dünyanın hizmetçisi olursa; efendisi olarak yaşaması gereken dünyada kendisinin inşa ettiği ağlarla kendisini sıkıştıran ve sahip olduğu inanç merkezli değerli konumundan kendisini değersiz hale düşürebilen bir varlık haline dönüşür insan.

İnsan ve irade, İnsanı yaratan, yoktan var eden Allah ona hür irade gücü vermiştir; ama eğer insan inanç dünyasını geliştirmediği takdirde maalesef o zaman insan Allah’ın verdiği iradeyi Allah’a karşı kullanabilecek kadar cüretli varlık haline dönüşebilmektedir.

İnsan ve zaafları; İnsan yaratılış olarak kendisinde var olan zaafları kontrol edebilme gücüne sahip olabilmesi için güçlü bir inanç dünyasına sahip olmak zorundadır. Tersi durumda şeytan güçlenir, insanın iradesini ele geçirir. Böyle bir durumda şeytan insana çirkinlikleri güzel göstermeye başlar, düşünce ve duygularını heva ve heveslere hatta zararlı şeylere yönlendirerek onun hatalar yapmasına sebep olur.

Bu sebeplerle insanın inanç dünyası çok önemli olup her şeyin iyi ve güzel gidebilmesi için her insan inanç dünyasını her zaman günlük olarak desteklemeli, her gün bilgi, düşünce ve davranışları ile manevi dünyasını zenginleştirecek çalışmalar içerisinde olmalıdır. Çevrenizdeki insanlarında kendilerini keşfedebilmeleri için yazımızı paylaşabilirsiniz. Kalınız Sağlıcakla…