Seni Senden İyi Tanıyan Namazla Sana Ne Diyor?

281 0

 “Namaz insanın yeryüzüne halife olarak yaratılmış olmasının idrakını sağlayan asıl ibadettir” İbn Arabi

Peki ama nasıl?

Namaz kelimesi Kuran’da salat olarak geçer. Genel anlamda salat, rahmet ve merhamet etmek anlamına gelir. Salat, sözlük anlamıyla tesbih demektir. Arapçada salat, ateş manasına gelen “salye” kökünden alınmıştır. Eğri bir ağaç doğrultulmak istendiği zaman ateşte ısıtılarak düzeltilir. Namazda tecelli eden ilahi Rabbin nurları, namaz kılanın nefsindeki eğrilikleri eriterek yok eder. Yani namaz kılan kimse, ateşte iyice ısıtılarak üzerindeki kir ve pasların temizlendiği maden gibidir.

Bunu nereden anlarız?

“Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin” Bakara suresi 43. Ayet

Namaz, İslam dininde en temel ibadettir. İbadet denilince akla ilk gelendir. İnsanın Allah’la ilişkisini düzenler, güçlendirir ve diri tutar. İnsanın Allah’ın huzurunda olduğu şuuru veren ilahi emirdir. Namazını dirilte bilen bireyler kendilerini diriltmiş olur. Kendini diriltmiş bireylerde diri bir toplum oluşturur.

Cenab-ı Hakk’ın bizde ortaya çıkardığı enerjisel ilme göre…

İnsan bedenini saran sinir sisteminde akmakta olan biyoelektirik gibi, Dünya’nın yüzeyi altında da akan “negatif” ve “pozitif” radyasyon akımları, kanalları mevcuttur. Tüm yeryüzünü kaplayan bu akım kanallarına batıda, özellikle İngiltere’de “ley” hatları deniliyor. “negatif” olanlarına da “kara akım hatları” tabiri kullanılıyor.

İşte Dünya’nın bedeni içindeki “pozitif” enerji hatlarının kesişip sanki bir enerji santrali gibi yayın yaptığı en önemli merkez, Mekke’de bulunan Kabe-i Muazzama’nın altıdır ve bunun uzantısı da Arafat Dağı’nın altıdır.. Keşif sahiplerinin keşif yoluyla gördüğü bu gerçeğe Seyyid Abdülaziz Ed Debbağ da “El İbriz” isimli eserinde değinmiş ve Kabe’den göğe yükselmekte olan bir “nur” sütunundan bahsetmiştir.

Dolayısıyla Kabe çevresinde kılınan namaz için Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem “Kabe’de kılınan 2 rekat namaz, Dünya’nın başka mescitlerinde kılınandan 100 bin defa daha sevaptır!” buyurmuştur.

Zira Kabe çevresinde yapılan her ibadet sırasında, yeraltından yayılan “celal nurları” yani çok yüksek frekanslı dalgalar dolayısıyla, beyin katbekat güçlü dalga üretimi yapmakta; hem bunu ruha güçlü olarak yüklemekte; hem de dışa dönük bir biçimde yayınlamaktadır.

Şimdi göle atılan bir taş düşünün, taş göle indiği anda etrafında beliren yuvarlak halka genişleyerek yayılır. Kabe, yeryüzü dediğimiz göle atılan, en büyük pozitif enerji merkezi taşıdır. Ve halka tüm yeryüzüne pozitif enerjiyi yayarak genişler.

Bizler her vakit kıbleye dönüp namaz için niyetimizi ettiğimizde o yayılan enerji merkezinde şifalanmaya başlarız.

Demek ki; bizi bizden iyi tanıyan Rabbim namazı farz kılarak bizleri manen toparlamakla beraber madden de toplamaktadır. Tüm yer yüzünü bizim bedenimize günde beş kere pozitif enerji yüklemesi yaparak şifalandıracak şekilde yaratmış olabilir mi?  Bizlerin bedeni üzerindeki enerji merkezlerini de secde ve kıyam halinde iken aktive olacak şekilde yerleştirmiş olabilir mi?

Öyle ise Allah bize her gün beş kere huzuruma gel derken aslında;

“Bedenin çok koşuyor, ruhunu unutuyor.

Sen gel huzuruma dur, bedenin ruhunla buluşsun.

Sen gel huzuruma dur dert sandıklarını tasa sandıklarını anlat, seni benden başkası anlamaz.

Sana benden başkası çare olamaz.

Sen anlat ben dinleyeyim.

Sana yardımcı olarak ben yeterim.

Sana en güzel vekil benim.

Senin kalbinin ta içini bilirim.

Sen huzurumda dururken ben de senin sinir sistemine müdahale edeyim.

Negatif enerji ve alanların pozitife çevrilsin.

Sağlıklı ve mutlu olman için senin günlük kilitlerini temizleyeyim.

Sen gel manen olan hastalıkların şifa bulsun.

Derdin neyse gel korkma tüm dertlerinin dermanını ben biliyorum” diyor olabilir mi?

Sibel Zengin Aydın